Kendi müttefiki Beşar Esad’ı kurtarmak amacıyla Suriye’de ilk günlerden beri askeri müdahalede bulunan İran, finansal giderleri önemsemedi. Suriye krizinde on yıl boyunca en büyük askeri liderleri görevlendirmek, Faylak Al-Kudüs ve Hizbullah’tan seçkin birimleri seferber etmekten dolayı milyarca İran’ın dolarları yutuldu.

Fransız Le Monde gazetesinin bir raporuna göre, bu maliyetli askeri varlık ile ilgili tartışmalar devam ederken, İran Suriye’de yatırım yaparak büyük finansal gelir yoluyla bunun telafisini yapmayı umuyordu, Suriye’den gelen potansiyel ekonomik çıkarlara dair reklamlar yapılıyordu.

Şam ve Tahran arasında özellikle Suriye’nin doğusunda ve Al-Khunayfis’teki Fosfat madeni ocakları ve cep telefonu operatörü lisansı dahil olmak üzere uzun vadeli stratejik ve ekonomik işbirliği ile ilgili onlarca anlaşma imzalandı.

Bu anlaşmalardan birisi ,  Toplu Konut Yapımı İranlı özel şirkete 200.000 konut inşasını vermektir. Ama İran özel sektörünün Suriye’de karşılaştığı zorluklar ve iki ülkenin Amerika  yaptırım kara listesinde yer aldığı için bu proje başlatılamadı.

Bu tür olaylardan dolayı İran, hayal kırıklığına uğradı ve İran’da Esad’ın diğer ortağı olan Rusya daha karlı çıkmış hissi yarattı.

Bu, Devrim Muhafızları’nın eski komutanı ve Ali Hamaney’nin askeri danışmanı olan Tümgeneral Rahim Safavi tarafından ‘’Rusya Suriye’den bizden daha çok faydalanıyor’’ diyerek daha belli bir şekilde ortaya çıktı.

Berlin’deki Alman Uluslararası ve Güvenlik Enstitüsü’nde profesör olan Hamit Rıza Azizi’ye göre Şam ile Tahran arasında imzalanan anlaşmalar İran’ın mali kaynakların yetersizliğinden dolayı yerine getirilmedi.

Finans likidite sıkıntısı Suriye’deki İran nüfuzunu her yönden etkiliyor, İslami Cumhuriyetin savaşın başlangıcında olduğu gibi yerel destekçilerine yardım etmek için ellinde hiçbir araç yoktur.Azizi şöyle devam etti: İran destekçilerini, kendilerini idare etmeye ve başka mali kaynaklar bulmaya teşvik ediyor, bu da Suriye’deki  güvenlik durumunu daha kötüleşmeye yönlendirebilir.

---