İdlib’de eğitim sektöründe yaşanan sorunlar her geçen gün artıyor. Şam Kurtuluş Heyeti HTŞ tarafından kontrol edilen bölgelerde yıllarca gönüllü olarak görev yapan büyük sayıda öğretmen, ilde bulunan devlet okullarında kötüleşen koşulları ve eksilen desteği protesto etmek adına greve girdi. 

Geçtiğimiz şubat ayında Hama ve İdlib Eğitim Müdürlüğü’nde gönüllü okullar genel bir grev çerçevesinde öğretmenlerin en azından aylık maaşları olan hakları güvence altına alınana kadar çalışma saatlerinin askıya alındığını bildiren bir açıklama yayınladı. ‘Öğretmenler için Onur Grevi’ adıyla bölgede daha önce birden fazla kez tekrarlandı. Ancak gönüllü öğretmenlerin statüsünün iyileştirilmesi talebi sonuçsuz kaldı. 

Bu durum, artan yaşam maliyeti, kötüleşen ekonomik gerçeklik ve daha önce benzeri görülmemiş bir sayıda özel okulların çoğalmasıyla örtüşmektedir. Bununla beraber, HTŞ’nin sivil kolu olan sözde ‘Kurtuluş Hükümeti’ ve ona bağlı Eğitim Bakanlığı tarafından lisanlandırılmalarına rağmen, HTŞ tarafından basılan, denetlenen ve izlenen özel müfredata sahip olan, fakat eğitim müdürlüklerinin üzerlerinde yetkisi olmadığı dini okulların artışı de göze alınmalı. 

Şam Kurtuluş Heyeti, İdlib’deki eğitim sektörünü tamamen kontrolüne geçirmeyi ve öğrencileri dini okullara çekerek ve onlara çeşitli ayrıcalıklar sağlayarak görüş ve inançlarını zihinlerinde pekiştirmeyi hedeflemektedir. 

HTŞ’nin okulları ve İdlib’deki eğitim sektörünü kontrole almak

İdlib’de HTŞ’ye bağlı büyük sayıda dini okul bulunuyor. Ancak kırk iki okul ve altı anaokulu içeren ve eyaletin tüm şehir ve kasabalarında yer alan ‘Dar Vahiy Al-Şerif’ adıyla bilinen okullar HTŞ okullarının en büyük ve en önemlisidir. Adı geçen okulların aldığı öğrenci sayısı yaklaşık yedi bin erkek ve altı bin beş yüz kız öğrencidir. Bu öğrencilere Şeriat ilimi ile fen bilimlerini birleştiren müfredat okutulmakta.   

Tabii ki bölgede başka okullar da yer alıyor ancak ‘Dar Vahiy Al-Şerif’ okulları kadar etkili ve yaygın değiller. O okullardan biri ‘Minik Yürekler Grubu’ adında ve yetim çocukları yetiştirmek alanında çalışan bir okul bulunuyor. Açıklamaya değer ki bu okul, ‘Dar Vahiy Al-Şerif’ okullarında okutulan müfredatın aynısını uygulamaktadır. 

Türkiye ile Bab el-Hava sınır kapısı, Ulusal Ordu’nun kontrol ettiği bölgelerle olan geçişler ve on ABD doları değerinde ‘eğitim ve öğretim vergisi’ adında olan vergi kapsamında ithal mallara koyduğu ücretten HTŞ, dini okullarını kendi kaynaklarına güvenerek finanse ediyor. Ayrıca sözde Kurtuluş Hükümetine bağlı kurumlarda resmi işlemler yapıldığında eğitim sektörüne destek vermek adına belli bir ücret kesiliyor. Aynı zamanda HTŞ’ye bağlı Genel Zekât Heyeti dini okulların tüm lojistik ihtiyaçlarını karşılıyor. 

Bu bağlamda, aşırılıkçı İslami gruplar konusunda uzman ve İstanbul’da yer alan Cusur Araştırma Merkezi’nde araştırmacı olan Abbas Şerife şunları aktardı: HTŞ, İdlib’deki eğitim sektörünü kontrol etmek ve benimsediği zihniyete uygun olarak ideolojik bir din eğitimine dönüştürmek adına bir dizi adıma dayalı sistematik bir plan yürüttü. 

Abbas, Al-Hal Net’e yaptığı konuşmada şunları da ekledi: ‘Heyet, bir dizi bağımsız veya başka gruplarla bağlı olan Şeriat enstitüsünü kapattı ve Eğitim Bakanlığı’ndaki tüm kilit pozisyonları kendisine sadık kişilerle doldurmaya başladı. 

Dini aşırılığı yaymak ve çocukları sömürmek 

Suriye İnsan Hakları Ağı direktörü Fadıl Abdul-Geni ise HTŞ’nin İdlib’deki eğitim sektörünü kontrol etmesinden dolayı ideolojik olarak programlanmış ve örgüt liderinin emrettiklerinden başka bir şey bilmeyen bir neslin yetişmesinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Görüldüğüne göre Heyet uzun vadeli olarak İdlib’de tüm yönetim ve iktidar mafsallarını kendi kontrolüne geçirmek için ciddi bir şekilde çalışma halinde. Ancak bu işin en tehlikeli yanı okullarındaki çocukları sömürmek ve onları kendi saflarında savaşmak için yetiştirmesidir. 

‘’ Kur’an okulları avantaj ve ayrıcalıklarıyla, çocuklarını bu okullara göndermeye mecbur kalan ve yoksulluktan dolayı çocuklarının eğitim giderini karşılamayan İdlib halkının çoğunun yaşadığı yoksulluk durumundan yararlanıyor. 

HTŞ’nin İdlib’de eğitim sektöründe yaptıkları, okul ve kültür merkezlerini açarak Şiilik ideolojisini yaymaya ve sivillerin saflarına sızmaya çalışan İran milislerinin yürüttüğü yönteme benziyor.

Eğitim sektöründe yeni kadroları yetiştirmek

Sözde Kurtuluş Hükümeti’ne bağlı Eğitim Müdürlüğü, yasal emeklilik yaşına ulaşma bahanesiyle, kendi denetimindeki okullarda iş başında bir grup öğretmenin görevine son verdi. Eğitim sektöründe çalışanların hoşnutsuzluğunu kışkırtan bu adım Kurtuluş Hükümeti’nin İdlib’de eğitim sektöründeki etkisini güçlendirmek ve kendi etkisi altındaki Özgür İdlib Üniversitesi’nden Heyet’e yakınlıklarıyla bilinen yeni mezun öğretmenleri atamak için atılan bir adımdır. 

Yıllar boyunca yorulmak bilmeyen gönüllü çalışmaları takdir edilmeden görevden uzaklaştırılan öğretmenlere maddi veya manevi bir tazminat ödenmeden uygulanan ‘haksız’ olarak nitelendirilen bu karar, sosyal medya platformlarında büyük tartışma ve eleştirilere neden oldu. 

Adının gizli kalması şartıyla İdlib’de bir öğretmen Al-Hal Net’e şunları söyledi: Kurtuluş Hükümeti’ne bağlı olan Eğitim Bakanlığı, kendisine yakın kişileri öğretmenlik mesleğini yapmaya yönlendirmek için benzeri görülmemiş kolaylıklar ve bir dizi cazip fırsatlar sunuyor. Ne gibi diye sorarsanız, İdlib’deki bulunan üniversitelere kaydolmaya teşviki ile başlayıp, eğitim sektörüne girmek adına istenilen başarı ve seviyeyine ulaştırmaya ve eğitim sektöründe iş fırsatı sunmakla bitiyor. 

 Al-Hal Net’e konuşan öğretmen, Defacto otoriteye, mutlak sadakat duyan eğitim kadrolarının sayısının artması olgusundan ve bunun nesilleri etkilemesinden dolayı duyduğu endişe ve korkuyu dile getirdi. Bazıları geçici olarak göreve alınan eyaletteki en iyi eğitim uzmanları, Heyet’in İdlib’deki eğitim sektörünü tamamen kontrol etmeyi hedeflediği sivil kolu olan Kurtuluş Hükümeti’ne sadık öğretmenlerin hazırlanmasından sonra dışlanacaklar. 

İdlib’de farklı kaynaklara göre ‘Kurtuluş Hükümeti’ ilde eğitim sektöründe bu yönetimi yürütmekle durmuyor. Başta sağlık ve hizmet sektörleri olmak üzere kendisine bağlı kadrolar atayarak eğitim sektöründe benimsediği politikayı yürütmektedir. Bunları yaparak adı geçen yönetim Suriye’nin kuzeybatısında kendi kontrolü altındaki bölgelerde bulunan kaynaklardan para kazanmaya devam ediyor. 

هل أعجبك المحتوى وتريد المزيد منه يصل إلى صندوق بريدك الإلكتروني بشكلٍ دوري؟
انضم إلى قائمة من يقدّرون محتوى الحل نت واشترك بنشرتنا البريدية.