Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı savaşın Suriye’deki Türkiye-Rusya mutabakatlarına nasıl etkileyecek

Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı savaşın Suriye’deki Türkiye-Rusya mutabakatlarına nasıl etkileyecek

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaş ile beraber Suriye meselesine dair Türkiye-Rusya mutabakatı gündemde yeniden yer alan en önemli konulardan birisi olabilir. Özellikle Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Rusya Dışişleri Bakanı ve Ukraynalı mevkidaşı tarafından savaşan iki ülkenin bakış açısını yakınlaştırmayı hedefleyen Ankara’nın arabuluculuğunun kabul edildiğini açıklamasından sonra. Kabul gören Ankara’nın girişimi Türkiye tutumunun tarafsız olmasına dair savaşan iki ülke tarafından, dolaylı bir itiraftır. Bu duruma Türkiye-Rusya ilişkisinin doğasından Suriye meselesine yansıtılacak olası değişikliklerin bir göstergesi olarak bakılabilir. 

Ayrıca savaşın ilk günlerinde Türkiye Dışişleri Bakanı, Karadeniz’deki üslerine dönen Rus savaş gemileri hariç savaş gemilerinin Türk boğazlarını geçmesini yasaklayan Montrö Sözleşmesi’nin bütün hükümlerinin uygulanacağını duyurdu. 

 1936 yılında imzalanan Montrö sözleşmesi Ankara’nın taraf olmadığı uluslararası çatışmalarda Türk boğazlarının tarafsızlığını vurguluyor.

Moskova ile Ankara arasındaki yakınlaşma ve işbirliğine rağmen gerilimin en yüksek noktası Suriye arenası da dahil olmak üzere iki ülke birçok arenada rekabet içindedir. 2015’te yaşandığı gibi Türk hava savunması, Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus uçağını düşürmüştü. Ayrıca Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Kırım’ın Rusya tarafından ilhakını tanımayı reddetmişti. 

Rusya’nın desteğiyle Suriye ordusu tarafından Suriye’nin kuzeyindeki Ankara yanlısı muhalefet bölgelerine yönelik düzenlenen saldırı ardından iki ülke 2020’de ‘güvenli koridor’ anlaşmasına imza attı. Anlaşma, Halep’i Lazkiye’ye bağlayan M4 adıyla bilinen uluslararası karayolunun her iki tarafında askerden arındırılmış bir bölge oluşturulması ve ortak devriyelerin yürütülmesini öngörüyor.

Moskova ile Ankara arasındaki bu karmaşık ilişki, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaşından dolayı dünyanın uluslararası ilişkilerde tanık olduğu derin sarsıntı ışığında Suriye meselesi üzerine Türkiye-Rusya mutabakatının geleceğine dair birçok soru akla getiriyor. 

Savaşın Türkiye-Rusya mutabakatlarına yansımaları

Türk gazeteci Abdullah Süleymanoğlu Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının Suriye krizini etkileyeceğine inanıyor ancak bu etki orta ve uzun bir süre sonra görülmeye başlayacak. Rusya’nın askeri ve ekonomik kayıplara uğraması devam ederek bölgede ve özellikle Suriye’deki konumunu zayıflatmaya başlar. Doğal bir sonuç olarak Suriye sahnesindeki aktif güçler arasında yeni dengeler oluşacak, böylece Suriye konusunda Rusya-Türkiye mutabakatı kesinlikle etkilenecektir. 

Süleymanoğlu Al-Hal Net ile yaptığı konuşmasına şöyle devam etti: her ne kadar Ukrayna’nın mazlum olmasından bahsedilse de Türkiye şimdiye kadar iki tarafa aynı mesafede durmaktadır. Montrö anlaşmasının aktifleştirilmesi hem Rusya’ya hem de Batı’ya bir mesajdır çünkü savaşın şiddetinde yaşanan tırmanış Türkiye’nin menfaatine değildir.

Rusya meselelerinde uzman Mahmut el-Hamza’ya göre Türkiye Montrö sözleşmesinin hükümlerini uygulayarak Batı’nın yanında yer aldı. Çünkü Türkiye’nin attığı bu adım Washington’un talebi doğrultusunda geldi.

Al-Hal Net’e konuşmasında el-Hamza: Türkiye Ukrayna’daki yaşananlara karşı dengeli bir tutuma sahiptir. Bu da Suriye üzerine Rusya-Türkiye mutabakatının ömrünü uzatarak, yani kuzeydeki kırılgan anlaşmayı devam ettirerek Suriye sahnesine olumlu yansıyabilir. 

Ankara, çatışmadaki dengeli yaklaşımını koruyacak mı?

Montrö Sözleşmesi’ni uygulayan Ankara, hava sahasını Rus sivil uçaklarına kapatmaktan kaçındı ve Rus bankalarına dayatılan yaptırımları uygulamadı. Bu, birçok analist tarafından Moskova ile Ankara arasındaki ilişkilerde Suriye konusunda Türkiye-Rusya mutabakatlarının devamına katkıda bulunabilecek olumlu bir gelişmenin göstergesi olarak sayıldı. 

Ancak Abdullah Süleymanoğlu ‘Ukrayna’daki savaş, iki taraftan birinin lehine devam ederse bunu Ankara’yı Rusya ve Batı ülkeleriyle ilişkilerindeki dengeyi korumamaya itebileceğine inanıyor. Bu yüzden Türkiye’nin tutumu Ukrayna-Batı eksenine yaklaşırsa Suriye arenasının tırmanması yakın bir ihtimal olacak ve bu durum Suriye’deki Türkiye-Rusya mutabakatını alt üst edebilir.

Süleymanoğlu ekleyerek: Türkiye’nin Suriye meselesindeki tutumu açıktı ve bahsetmeye değer ki hiçbir değişikliğe uğramadı. Ancak Ukrayna’daki savaşın ilerleme yönü Rusya’nın sadece Suriye’de değil tüm uluslararası arenadaki konumunu belirleyecektir. Savaş Ruslar aleyhine ilerlerse, Suriye meselesindeki konumu zayıf kalacak dolasıyla Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a verdiği destekten vazgeçmek zorunda kalır. O zaman elbette Ankara daha fazla çıkar ve kazanım elde etmek ve Suriye konusunda yeni durumlara uymayan Türkiye-Rusya mutabakatlarından vazgeçmek için yaralanacaktır.

Moskova Suriye konusundaki Türkiye-Rusya mutabakatlarına ihtiyaç duymakta mıdır?

Genel olarak Rusya’nın Türkiye’ye yönelik olası politikasına ve özellikle Suriye üzerine Türkiye-Rusya mutabakatına dair şöyle konuştu: Moskova ve Ankara daha önce birçok uluslararası çatışmalarda anlaşmazlıklarını kontrol etmeyi başardılar. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler, gerilimi patlama noktasından döndürmeye yardımcı bir etken idi.

Ayrıca Moskova Suriye’de Ankara’ya ihtiyaç duymaktadır. Türkiye, Rusya ile Astana ve diğer konulardaki işbirliği yoluyla Rusya’ya Suriye’deki planlarını hayata geçirmek adına güçlü bir ivme kazandırdı. Bu yüzden Türkiye ile Rusya’yı bağlayan ilişki, anlayış gösterme ve anlaşmazlık çıkınca kontrol altına alınması çerçevesinde kalacaktır. 

El-Hamza şunları da ekledi: Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı savaş sonucunda ortaya çıkan çatışmada Moskova’nın da Washington’un da Ankara’ya ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçlar, kendi sınırına yakın yer alan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) varlığıyla ilgili olan güvenlik taleplerine önem katmak için Türkiye tarafından kullanılabilmektedir.  

Aynı bağlamda Suriyeli gazeteci Mazin el-Rifayi’nin işaret ettiğine göre: Ukrayna’da yaşanan savaş o toprakta çatışan taraflar arasında Türkiye’nin ağırlığını arttırdı. Bu nedenle savaşan iki ülke, Türkiye Cumhuriyeti’nin altı ilkesinden biri olan Türk tarafsızlığına saygı göstererek Ankara ile yakınlaşmaya çalışacak.

Bu temele dayanarak el-Rifayi’nin Al-Hal Net ile yaptığı röportajda Suriye’deki Türkiye- Rusya mutabakatını güçlendirme tercihine işaret ediyor. Bakılırsa Rusya’nın NATO ülkeleri ile açık çatışması sırasında Türkiye’nin üye olmasına önem vermeden Ankara ile sükûnet arıyor. Bunun nedeni Batı’nın Rus enerjisine alternatif arayışı ışığında, küresel enerji arzı haritalarındaki Türkiye’nin jeostratejik konumudur.

El-Rifayi’ye göre bundan sonra Moskova, Suriye toprağında İran ile gergin ilişkilerinden daha önemli bir taraf görmeye başladı, o da Ankara’dır. Özellikle Türkiye uluslararası davranış disiplini ile öne çıkıyor ve İran’ın olduğu gibi küresel enerji pazarında Rusya’ya bir alternatif olarak sayılmıyor. Bu nedenle Suriye konusunda Türkiye-Rusya mutabakatını korumak Moskova açısından bir öncelik olabilir.

هل أعجبك المحتوى وتريد المزيد منه يصل إلى صندوق بريدك الإلكتروني بشكلٍ دوري؟
انضم إلى قائمة من يقدّرون محتوى الحل نت واشترك بنشرتنا البريدية.