İdlib’de yer alan Rus kuvvetlerinin, ilin batı ve güney bölgelerini hedefleyen askeri bir saldırıya destekte bulunması şu an uzak bir ihtimal olarak görünüyor. Ancak analistlere göre Moskova’nın bu kartı Batı’ya ve Türkiye’ye baskı yapmak ve Ukrayna’nın başkenti Kiev’de savaştan dolayı yapılan ihlallerden dikkati uzak tutmak amacıyla kullanma ihtimali vardır.

Gerçekleşmesi uzak görünen bu ihtimal, Moskova için Ukrayna’daki savaşında bir zafer elde etme katkısı olabilir. Birçok gözlemciye göre özellikle İdlib’deki Rus kuvvetlerinin savaş açmaya karar vermesi durumunda sadece Cisr eş Şuğur, el-Kabina ve Ariha’ya yönelik bir saldırı ile durmayacak. Bahsedilen olası zaferi Rusya’yı, Fırat Nehri’nin doğusunda askeri varlık konusunda Washington ile rekabet içinde bulunmaya itebilir. 

Rejime bağlı Suriye kuvvetleri Rus askeri havacılığının desteği ile 2019’un yazından beri Mart 2020’ye kadar Halep, Hama ve İdlib kırsallarına kapsamlı bir saldırı düzelmişti. Muharebeler, Moskova ile Ankara arasında yapılan güvenli koridor anlaşmasına imza atmakla durdu. Söz konusu anlaşmaya göre İdlib’den geçen tek transit güzergâh olan M4 yolunun her iki tarafında askerden arındırılmış bir bölge sağlanmalı. 

Rusya’nın İdlib’de bir savaş başlatma niyetine ilişkin hiçbir gösterge yok

Rusya meselelerinde birçok uzman, Türkiye’nin İstanbul ve Çanakkale boğazlarını kapatmasından dolayı Suriye’de yer alan Rus kuvvetlerin fiilen Rusya topraklarından yalıtıldığını hesaba katarak, İdlib’deki Rus kuvvetleri tarafından nitel bir askeri operasyon başlatılmasının en azından şimdiki dönemde olası olmadığı konusunda hemfikirler.

Al-Hal Net’e konuşan gazeteci yazar İyad el-Caferi’ye göre geçtiğimiz bu dönemde Türkiye’yi bir düşman olarak karşısına almak Rusya’nın çıkarına değil. Çünkü birçok batılı ve NATO üyesi ülkenin aksine hava sahasını Rus havacılığına kapatmayan ve Rusya’ya düşmanlık etme yolunda hiçbir adım atmayan Türkiye’nin tutumu Ukrayna’da devam eden savaşta tarafsızdır. Aynı zamanda kuşkusuz ki Türkiye en azından Ukrayna sahasındaki gelişmeler netleşene kadar durumun bu şekilde kalmasını tercih etmektedir.

Yazar ve siyasi analist Firas Allavi Caferi’nin İdlib’deki Rus kuvvetlerinin yeni bir cephe açma niyetinde olduğuna ilişkin herhangi bir gösterge bulunmadığına dair belirlemeye katılıyor. Al-Hal Net’e yaptığı açıklamada Allavi: bu tür saldırıların başlatılması Ukrayna’daki çatışmanın genişletilmesiyle ve NATO gibi yeni tarafların girmesiyle bağlantılıdır. Böyle bir durumda çatışma noktaları Rus ve ABD kuvvetlerinin olduğu her yeri kapsayabilir. 

‘kulluna Şurekaa’ web sitesinin yöneticisi Eymen Abdul-Nur’a göre Rusya’nın Ukrayna savaşı ile meşgul olmasından dolayı İdlib’deki Rus kuvvetlerinin herhangi bir askeri saldırı başlatması uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Al-Hal Net ile yaptığı konuşmada Abdul-Nur verileri olumlu yorumlayarak şunları ekledi: Rusya’nın Ukrayna savaşındaki askeri zaferi ile Batı tarafından dayatılan ekonomik yaptırımlar karşısındaki yenilgisi arasında bir ayrım yapılmalı. Rus kuvvetleri bugün bile Kiev’i ele geçirmeyi başarırsa bile kendine yönelik yaptırımların feci sonuçlarından kaçınması imkansızdır. Rusya’nın ekonomisi çökecek ve uluslararası arenada kuşatılmış hale gelecek. Bu durum daha fazla askeri destek ve Rus buğdayı sevkiyatı alamayacağı için Şam yönetimini kurtulmayacağı büyük hasarlara uğratacak. Rusya’nın bankacılık sistemine dayatılan yaptırımlar ve Ukrayna savaşı nedeniyle dondurulan Rus bankalarına yüklü miktarda para yatıran Suriye rejimine bağlı iş adamlarının etkilendikleri kesindir. 

Ukrayna ve İdlib meselelerinin bağlanması mümkün mü?

Allavi’ye göre her iki sahnedeki etkileyici aynı, o da Rusya’dır. Genel anlamda Suriye ve Ukrayna meseleleri birbirine bağlanabilir. Buna dayanarak Moskova’nın savaşı kaybetmesi doğal olarak Suriye sahnesine de yansıyacak. Böyle bir durumun ihtimali düşüktür çünkü sonunda taraflar siyasi bir anlaşmaya varabilir. 

Birçok gözlemciye göre Rusya’nın Ukrayna savaşını kaybetmesi, Moskova’daki bütün sistemin çökmesi ve yeni bir sistemin ortaya çıkması anlamına geliyor. Allavi bu senaryoyu kısa vadede dışlıyor ancak uzun vadede olasılık olarak duruyor. Diğer bir ihtimale gelirsek; Putin iktidardan çekilirse Suriye sahnesinde büyük değişimlere tanık olunacak.

Bunun karşısında İyad el-Caferi’nin görüşüne göre Rusya’nın Ukrayna’daki zaferi, yani amaçlarına mümkün oldukça az kayıpla ulaşması, Batı ve ABD’nin prestij kaybetmesine yol açar ve müttefikleri Rusya ile yakınlaşmaya iter. Dolasıyla Rusya’nın Suriye’deki çıkar ve nüfuzuna olumlu yansıyacaktır. Ayrıca ABD’ye Suriye toprağından tamamen çekilmesi konusunda baskı yaratmak adına İranlı milisler veya Şam yönetimine bağlı milisleri kullanarak Suriye’deki mevcut ABD kuvvetlerini taciz etmeye yönelebilir. Bununla beraber olası zafer Türkiye’ye Suriye’nin kuzeyi ve kuzeybatısındaki kendi nüfuz alanlarında daha büyük bir baskı şeklinde yansıyabilir. Bu bağlamda Rus kuvvetlerinin İdlib’de bir hamle yapabileceğinden söz edilebilir. 

El-Caferi: ancak Rusya Ukrayna’da uzun bir yıpratma savaşı bataklığına düşerse veya bir ateşkes anlaşmasından sonra kötü sonuçlar elde ederse, o zaman prestij kaybetmesine ve Suriye dahil olmak üzere Rusya’nın yer aldığı dünyanın başka yerlerinde Batı’dan yapılan baskının artmasına yol açar. Bir sonuç olarak da Rusya’nın hırslarında tevazu eğilimi yaratır ve o zaman İdlib’deki mevcut Rus kuvvetleri kesinlikle bir hamle başlatmaz. 

Suriye, Rusya yörüngesinde ne zamana kadar dönmeye devam edecek?

İdlib’de ve Suriye’nin genelinde Rusya’nın askeri birimlerinin hareketleriyle ilgilenenlerin arasında yaygın görüşlerden biri; Moskova’daki iktidar değişmediği sürece Şam yönetiminin kontrolünde olan bölgeler Rusya yörüngesinde dönmeye devam edecektir.

Firas Allavi, Hmeymim ve Suriye kıyılarında konuşlanmış Rus kara ve deniz üslerinin kalıcı olduğu inancında. Japonya, Almanya ve diğer ülkelerde bulunan ABD’nin üslerine benzemektedir. 

İyad el-Caferi’ye göre Moskova uzun vadeli çıkarları için Suriye’nin özellikle sahil bölgesi hayati bir stratejik konumda bulunduğundan Suriye’ye kalıcı olarak yerleşmek için girdi. Ancak bu varlığın sürekliliği bir grup etkene bağlıdır. En öne çıkan etken bu varlığın beşerî ve ekonomik olarak düşük maliyetli durumunun devam etmesidir. 

Konuşmasını şu ifadeyle sonlandıran el-Caferi: önem karşılaştırma açıdan Rusya için Ukrayna, Gürcistan ve Kırım kuşkusuz şekilde Suriye’den daha ağır basıyor. Söz konusu yerler Rusya’nın bitişiğinde hayati bir alandır ve doğrudan ulusal güvenliği ile bağlıdır. Tabii ki orada Rusya için büyük anlam taşıyan etnik ve demografik boyutu hesaba katmıyoruz bile.

Al-Hal Net’in görüştüğü yerel halkın çoğu İdlib’deki Rusya kuvvetlerinin hareketleri artık bölgesel bir olay değil, küresel dengelerle bağlantılı bir olay haline geldiği konusunda hemfikir. Dolasıyla bu kuvvetlerin hareket edip etmemesi uluslararası sisteminin geleceğine ilişkin önemli göstergelere gebe bir durum sayılıyor. 

هل أعجبك المحتوى وتريد المزيد منه يصل إلى صندوق بريدك الإلكتروني بشكلٍ دوري؟
انضم إلى قائمة من يقدّرون محتوى الحل نت واشترك بنشرتنا البريدية.